Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul Et
Mesele
  • 🔥 Trendler:
  • Toplum
  • Haber
  • Ekosistem
  • İklim
  • iklim krizi
Mail Bülten Kayıt
  • Anasayfa
  • İklim
  • Ekosistem
  • Enerji
  • Toplum
  • Teknoloji
  • Ekonomi Politik
Reading: “Kadının beyanı esastır” ne demek?
MeseleMesele
Font ResizerAa
  • Ekosistem
  • Enerji
  • Ekonomi Politik
  • Teknoloji
  • İklim
  • İletişim
Arama yapın
  • Anasayfa
  • İklim
  • Ekosistem
  • Enerji
  • Toplum
  • Teknoloji
  • Ekonomi Politik

Okunması Gerekenler

Nvidia: Piyasa değeri 5 trilyon doları aşan dünyanın ilk firması 

İnsan ömrü 150 yıl olabilir mi?

Çevre aktivisti, bilim insanı, şempanzelerin annesi Jane Goodall hayatını kaybetti

“Kadınlar, iklim konusunda daha fazla kaygılanıyor”

“Yapay zekâ ile ders çalışmak” aramaları %170 arttı

Follow US
  • Araştırma
  • Haber
  • Röportaj
© 2025 Mesele - Gezegene dair hikâyeler.
Toplum

“Kadının beyanı esastır” ne demek?

Mesele
Yazar Mesele
26/08/2025
4 Dakika Okuma
flipboard
Flipboard
Google News

Kadınların yaşadığı zorluklar karşısında tutundukları bir dal, “Kadın beyanı esastır” kabulü. Bu cümleyi hiç duymadığımız bir Türkiye, mevcut durumda maalesef bir hayal. Aksine o kadar çok duyuyoruz, o kadar sık telaffuz edilmek zorunda kalınıyor ki çok tekrar bir süre sonra meselenin özünün unutulmasına ya da hatırlanmak istenmemesine yol açıyor. Oysa mesele çok ciddi. Yaş, sektör, mahalle fark etmeksizin kadınlar baskıya, şiddete, tacize maruz kalıyorlar. Toplumun “erkek egemen” bir temel üzerine inşa edilmiş algıları yüzünden de çoğu zaman seslerini çıkaramıyorlar. İçlerine atıyorlar, bunun psikolojik ve fizyolojik etkilerini bir ömür üzerlerinden atamıyorlar. Dedik ya mesele çok ciddi, bir insanın hayatı kadar hatta. Bu yüzden seslerini çıkarmalarını sağlamak esastır; bu yüzden kadının beyanı esastır.

Bu içerikte neler var?
Masumiyet karinesine aykırı mı?Gelelim gerçeklere / Part 1Gelelim gerçeklere / Part 2

Şunu peşinen söyleyelim, “Kadını beyanı esastır” demek, “Yargı, kadın ne söylerse o şekilde karar alır” demek asla değildir. Azıcık akıldan ve bilimden nasiplenmiş herkes böylesine bir davranışın yargının bağımsızlığına ve adalet sistemine aykırı olduğunu bilir. Buradaki mesele şudur: Cinsel suçlar, kanıtlanmasının ve delil toplanmasının kısıtlı olduğu suçlardır. Bu durumlarda, kadının beyanını esas tutarak kovuşturma aşamasına geçilmesiyle birlikte öne sürülen beyan, delil niteliğinde ele alınır. Tekrar edelim, delil niteliğinde ele alınır. Sanılanın aksine kadın ne diyorsa yargı için kadının dediği doğrudur gibi bir tutum yoktur, olamaz da.

İşin sosyolojik boyutu o kadar can sıkıcı ki… Kadınların yaşadıkları cinsel istismarı açıkça dile getirmesi ve ifşalamasının sosyolojik bağlamda kolay olmadığını biliyoruz. Çünkü toplumsal bakış açısı, maruz kalanın önüne büyük duvarlar örüyor. Bu duvarları ören anlayış; toplumsal cinsiyet eşitsizliği dolayısıyla namus kavramının kadınlar üzerinden tartışılmasından ve bu konuyla paralel gelişen durumların kadınlar üzerinden yaptırıma tabi tutulmasından besleniyor elbette. İşte, “Kadının beyanı esastır” ilkesi de burada devreye giriyor. Kadının karşısına çıkan tüm zorları, biraz olsun kolay kılmasına vesile oluyor.

Masumiyet karinesine aykırı mı?

Masumiyet karinesini, suçu kesinleşene kadar herkesin masum olması şeklinde açıklıyoruz. O yüzden kimseye peşin peşin “suçlu” etiketi yapıştırılmaz. Hukuk böyle işlemez. Nasıl mı işler? Şöyle: Kişi; kovuşturma aşamasında “şüpheli”, yargılama aşamasında “sanık”, cezayı aldıktan sonra ise “suçlu”dur. Aynı durum cinsel istismar davaları için de geçerlidir. Dolayısıyla kadının beyanı esastır ilkesi masumiyet karinesine aykırı değildir.

Gelelim gerçeklere / Part 1

“Kadınlar ne derse o oluyor” şeklindeki “bıyıklı” zihniyeti gerçeklerle buluşturalım. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun temmuz 2025 verilerine göre;

-İstanbul’da 16 yaşındaki kız çocuğuna yönelik istismar suçuyla yargılanan Fatih P. ve Sait A. hakkında mahkeme, “çocuğun yaşını bilmedikleri” ve “çocuğun büyük göründüğü” bahanesiyle beraat kararı verdi.

-Şırnak’ta 50 yaşındaki Ramazan Barkın’ın çalıştığı kömür ocağında 13 yaşındaki çocuğu istismar ettiği ortaya çıktı. Olay yerinden kaçan failin hala bulunamadığı ve çocuğun devlet korumasına alındığı öğrenildi.

-İstanbul’da bir kurs merkezi sahibi Mehmet Deniz Önal’ın evine yapılan baskında ele geçirilen yazışmalar ve 100’den fazla video kaydı ile kız çocuklarını istismara maruz bıraktığı ortaya çıktı. Fail çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Kategorideki benzer içeriklere göz atın

İnsan ömrü 150 yıl olabilir mi?
Çevre aktivisti, bilim insanı, şempanzelerin annesi Jane Goodall hayatını kaybetti
“Yapay zekâ ile ders çalışmak” aramaları %170 arttı

Üç olay; bir beraat, bir kaçak, bir de tutuklama… Ne derlerse o oluyor muymuş?

Gelelim gerçeklere / Part 2

2025 yılının ilk altı ayında erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 136. 145 kadın da “şüpheli” şekilde ölü bulundu.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılan 2021 yılından itibaren;
-2021’in ilk altı ayında 131,
-2022’nin ilk altı ayında 164,
-2023’ün ilk altı ayında 147,
-2024’ün ilk altı ayında 205 kadın öldürüldü.

“Aile yılı” olarak ilan edilen 2025 yılında, öldürülen 136 kadının 96’sı, aile üyesi bir erkek tarafından öldürüldü.

Kadınlar cinsel tacize maruz kalıyor, kadınlar öldürülüyor. “Esas” tartışmaları bitmeli ve “esas” bu meseleye odaklanılmalıdır.

ETİKET:cinsel tacizKadın Cinayetlerini Durduracağız Platformukadın haklarıToplumsal cinsiyet eşitliği
Önceki Yazı Beyşehir Gölü “vefat etti”: Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü kuruyor
Sonraki Yazı İrem Sönmez, Zafer Bayramı’nda aralıksız 30 saat yüzecek

En Güncel İçerikler

Nvidia: Piyasa değeri 5 trilyon doları aşan dünyanın ilk firması 

İnsan ömrü 150 yıl olabilir mi?

Çevre aktivisti, bilim insanı, şempanzelerin annesi Jane Goodall hayatını kaybetti

“Kadınlar, iklim konusunda daha fazla kaygılanıyor”

- Reklam -
Ad imageAd image

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Bir yetişkin günde yaklaşık 68 bin mikroplastik parçacığı soluyor

Bir yetişkinin günlük soluduğu 1-10 mikrometre arası partikül sayısının yaklaşık 68 bin olduğu ortaya çıktı.

1 Dakika Okuma

İstanbul’un bisiklet paylaşım sisteminde sürdürülebilir ve teknolojik yeni dönem

Bisiklet kullanımını artırmak ve mikro mobiliteyi güçlendirmek isteyen İBB, yeni nesil bisiklet paylaşım sistemi için hazırlıklarını…

2 Dakika Okuma

İrem Sönmez, Zafer Bayramı’nda aralıksız 30 saat yüzecek

İrem Sönmez, 30 saatlik bu zorlu maratonu, kadınların toplumsal rollerde yaşadıkları eşitsizliğe vurgu yapan “Kadının…

1 Dakika Okuma

Gülin Çavuş: Yapay zekâya, insanlık tarihini değiştirecek bir teknoloji olduğunu bilerek yaklaşmalı

Gülin Çavuş ile uzmanlık alanı olan “teknoloji ve etik” üzerine kapsamlı sohbet gerçekleştirdik. Satır aralarında…

19 Dakika Okuma

Yılda 1.5 trilyon dolarlık sağlık faturası: Plastik krizi büyüyor

Tıp dergisi Lancet’te yayımlanan yeni bir küresel değerlendirme, plastiklerin insan sağlığına verdiği zararın boyutlarını ve…

3 Dakika Okuma

Everest: Dünyanın en yüksek çöplüğü

8 bin 848 metreyle dünyanın en yüksek dağı konumunda olan Everest, dağcıların hayallerini süslemesiyle bilinir.…

2 Dakika Okuma
Mesele

İnsanın, hayvanın, doğanın, kültürün, bilimin, eşitliğin, çeşitliliğin, tarihin ve teknolojinin Dünya’nın demirbaşları olduğu fikrini en tepeye koyarak “Gezegene dair hikâyeler” anlatan ve güncel haberleri derleyen bir platform.

  • Ekonomi Politik
  • Ekosistem
  • Enerji
  • İklim
  • Teknoloji
  • Toplum
  • Araştırma
  • Haber
  • Röportaj
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • KVKK