Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin lideri Şi Cinping arasında geçen “ömür uzatma” diyaloğu mütemadiyen yapılan bir tartışması tekrar alevlendirdi: “İnsan ömrü ortalama 150 yıla çıkarılabilir mi?”.
2030 olarak ortaya atılan hedef yılı için “biraz erken” yorumunu yapan Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı, Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu peşi sıra cümleleri kurmayı ihmal etmiyor: “2030 için hedef 90’lı yaşlar olabilir. 150 yıl için 50 yıl daha gerekiyor. Bugün doğan çocuklar bu gelişmelere şahit olacak. Onların 150 yaşına kadar yaşayabileceğini görebiliriz.”
İşin sırrı organ naklinde değil genetikte
İnsan yaşam süresinin son 70 yılda belirgin biçimde uzadığına dikkat çeken Prof. Dr. Yılancıoğlu, “1950’li yıllardan beri insan ömrü zaten uzadı. Ortalama yaşam süresi 50’li, 60’lı yaşlardan 83-85 yaşlara kadar çıktı. Yapılan bilimsel çalışmalar, organların dayanıklılığı ve biyoteknolojik gelişmeler dikkate alındığında insan ömrünün 150 yıla kadar uzayabileceğini gösteriyor. Rockefeller neredeyse 100 yaşına kadar yaşamıştı ve yaşamı boyunca birden fazla organ nakli geçirmişti. Karaciğer, böbrek gibi organlar sayesinde o yaşa kadar dayanabildi. Bu da gösteriyor ki organ nakliyle bir noktaya kadar idare edebilmek mümkün olabiliyor.” dedi.
Kaan Yılancıoğlu’nun burada büyük bir “ama”sı var. Organ nakillerin geçici çözümler sunduğunu belirten Yılancıoğlu, işin püf noktası için genetiği işaret ediyor: “Organ nakilleri insan ömrünü uzatmada geçici bir çözüm sunuyor. Başkasının organını aldığınızda vücudun bu organı kabul etmesi için uzun süre immün süpresif yani bağışıklık baskılayıcı tedavi görmeniz gerekir. Bu da sizi bakteriyel, viral, mantar enfeksiyonlarına açık hale getirir. Bu nedenle sadece organ nakliyle yüzyıllarca yaşamak mümkün değil. Geleceğin çözümü genetik mühendislik ve hücresel yenilenmede. Yaşlanmayı geciktiren moleküller yani senolitikler üzerinde çalışmalar hızla ilerliyor. Japonya’da yeniden diş çıkarmayı sağlayan ilaç denemeleri başladı. Benzer şekilde yaşlanmayı yavaşlatan hatta geriye çevirebilen moleküller üzerinde çalışmalar yürütülüyor.”
İlk haberler Asya’dan gelebilir
İnsan ömrünün 150 yıla ulaşmasının ilk olarak Batı’da değil, Asya ülkelerinde gerçekleşeceğini ifade eden Yılancıoğlu, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Regülasyonlar (düzenleme) Batı’da çok sıkı ama Asya ülkelerinde daha esnek. Genetiği değiştirilmiş ilk insanlar da Çin’de doğdu. Bu nedenle 150 yıllık ömür hedefi ilk olarak Çin gibi ülkelerde uygulanabilir. Orada bilimsel riskler daha serbest test ediliyor. Putin–Şi arasındaki diyalog sadece bir sohbet değil, aynı zamanda bir mesajdı. Biyoteknoloji ilk olarak bu ülkelerde hızlı gelişecek. Bilimsel etik ve yasal sınırlamalar Batı’da daha katı olduğu için orada bu gelişmeleri daha geç göreceğiz.”
Kendi organlarımızı üretme dönemi yaklaşıyor
Gelecekte insanların kendi kök hücrelerinden organ üretmesinin mümkün olacağını belirten Prof. Dr. Yılancıoğlu, “Tissue regeneration dediğimiz doku yenileme teknikleri gelişiyor. IPS teknolojileri sayesinde bireyin kendi hücresinden organ üretmek mümkün hale gelecek. Böylece artık başkasının organını almak yerine kendi organımızı yeniden üretebileceğiz.” diye konuştu.